Üstü Açık Camide 561 Yıldır Cuma Namazı Kılınıyor
Gümüşhane’nin Kürtün ilçesi Özkürtün Beldesi sınırlarındaki Kadırga Yaylası’nda Fatih Sultan Mehmet’in Cuma namazı kıldırdığı çatısı olmayan açık hava camisinde 561 yıldır insanlar çimen üzerinde namaz kılıyor.
Gümüşhane’nin Kürtün ilçesi Özkürtün Beldesi sınırlarındaki Kadırga Yaylası’nda Fatih Sultan Mehmet’in Cuma namazı kıldırdığı çatısı olmayan açık hava camisinde 561 yıldır insanlar çimen üzerinde namaz kılıyor. Yaylacılık kültürünün yaşatıldığı ender bölgelerden olan ve denizden 2 bin 200 metre yüksekte olan Kadırga Yaylası’nda kubbesi ve çatısı olmayan camiyi görmeye ve Cuma namazı kılmaya her yıl binlerce vatandaş geliyor. Gümüşhane sınırlarındaki Kadırga Yaylası’nda 561 yıl önce Trabzon’u fethe giderken arkadaşı Kadir Ağa’yı ziyaret etmek için buraya uğrayan ve bu caminin yapılmasını emrederek ordusuyla birlikte namaz kılan Fatih Sultan Mehmet Han tarafından yaptırılan ve dünyada az sayıda örneği bulunan üzeri açık camide her yıl yaz aylarında cemaatle Cuma namazı kılınıyor. Yaz mevsimiyle birlikte Cuma günleri yaylada kurulan halk pazarı nedeniyle çevre il, ilçe, köy ve yaylalardan Kadırga’ya akın eden vatandaşlar tabanı doğal çimden oluşan ve etrafında sadece duvar olan üzeri açık camide Cuma namazını kılıyor. Yaylaya adını veren Kadir Ağa’nın mezarının da bulunduğu Kadirkaya’nın yamacında kurulu ve etrafında onlarca obanın yer aldığı Kadırga yaylasına Gümüşhane, Trabzon ve Giresun illerinden yaz aylarında yoğun talep oluyor.
Cuma günleri pazar kurulması nedeniyle adeta küçük bir ilçeye dönüşen yaylanın etrafında Şahmelik, Çatma, Minarlı, Oğuz, Aktaş ve gibi çok sayıda büyük ve bilinen oba bulunuyor. Yüzyıllardır her Temmuz ayının üçüncü cuma günü şenlik ve otçu göçünün yapıldığı yaylada otel, lokanta, kahvehane, bakkal, manav gibi yeme, içme ve konaklama tesisleri bulunuyor. Tabanı doğal çimden oluşan, etrafında sadece duvar olan ve 2 minaresi bulunan üzeri açık camiye giren vatandaşlar ayakkabılarını duvarların üzerine koyduktan sonra çim üzerinde namazını kılıyor.
“Her Cuma namazına iki elim kanda da olsa buraya gelirim” Kadırga’ya Cuma namazı kılmak için Torul ilçesine bağlı Budak köyü yaylasından gelen Tahsin Zozik ise “15 gün önce köyümüzün yaylasına çıktım. Cuma namazı için yayladan Kadırga’ya geldim. Her Cuma namazına iki elim kanda da olsa buraya gelirim hem de yürüme. Kadırga camisinin çok eskilere dayanır tarihi. Fatih Sultan Mehmet Trabzon’a fethe giderken otağını burada kurdu ve bu cami o zaman yapıldı. Tarihi önemi olan bir cami burası. Burası da cami olduğu için ayakkabıları çıkarıp çimlere basıp namazı kılıyoruz. Burası yaz aylarında dolar taşar. Henüz yaylacılar tam gelmedi. Bugün üçüncü Cuma namazını kıldık. Geçen hafta daha kalabalıktı” dedi.
“Kadırga açık camisi Mekke’den sonra güzel örneklerinden bir tanesidir” Namazın sonuna doğru yağan yağmura aldırmadan Kadırga’da Cuma namazını kılan Özkürtün Belediye Başkanı Yakup Turgut ise “Bundan sonra yaylalarımız dolacak. Ot göçleri olacak. Kadırga’da Cuma saatlerinde yağmur yağmazdı ama bugün yağmura yakalandık. Yağmurun altında hep birlikte yaylada çok kimse olmamasına rağmen yoğun bir cemaatle namazımızı kıldık. Kadırga çok eskilere dayanır. Kadir ağa silahıyla yaylanın tepesindeki taşta nöbet tutarken gelmez ve Kadir ağayı aramaya gönderiler. Kadir nerededir diye sordukları zaman diğer askerler Kadir kayada diyorlar. Gidip bakıyorlar ki Kadir kayada donarak ölmüş ve elinde tefeğiyle. Kadir kayadan gelen Kadırga ve Fatih Sultan Mehmet Kadir ağayı ziyarete gelir Trabzon’un fethi sırasında. Askerleriyle birlikte bu camiyi inşa eder ve o günden bugüne Kadırga’da bu camide yoğun bir katılımla cumalar kılınır, vakit namazları kılınır. Bunun da Mekke’den sonra güzel örneklerinden bir tanesidir” diye konuştu. Yayladaki açık hava camisinin yapılış hikayesi ise şu şekilde: “Fatih Sultan Mehmet Han’ın Trabzon’da Kadir Ağa diye bir arkadaşı vardır. Trabzon’a geldiği zaman Kadir Ağa’yı ziyaret etmek ister. Nerede olduğunu araştırınca buraya gelip şehit olduğunu öğrenir. Burada askerleriyle bir Cuma namazı kıldırır. Taş toplattırıp şuanki mevcut alanı oluşturur. Üzerine sıva yapılır. O taşlar o günden beri duvarda durur.”
Günebakış